Suç anlamına gelen ve bir tarafın mağduriyetine sebep olan tüm konular hakkında iddianame yazılır. Bir durum, bir olay veya bir yaşantı karşısında iddianame hazırlanması demek, suçla ilgili yeterli veri var demektir. İddianame ile savcılığın sunmuş olduğu veriler ışığında bir yargılama süreci başlayacaktır. Türk ceza kanununda esas adı verilen konudur. Savcının iddianamesi, suça konu olan bir şüphe olduğunu ortaya koyar. İşte tam bu noktada iddianame ve mütalaa arasında fark var mı sorusu ortaya çıkar. Mütalaa ise suçun kesinliğini araştıran ve ortaya çıkaran beyandır. Mahkeme safahatlarından olan bu iki tabir suçun varlığı, yokluğu ve kesinliğiyle ilgili olan iki sıfattır.
İddianame Nedir?
iddianame, ortaya çıkarılan veya bir şikayet sonrasında suç unsuru oluşturacak bir durumun yazıya geçirilmiş halidir. Bu durumu kısaca şöyle özetlemek mümkündür.
İddianame hazırlanması için;
- Bir suç unsurunun bulunması,
- Bu suç unsurunun şikayete konu olması veya olmaması,
- Gerekli mercilere ulaşan bu konunun savcılığa intikal etmesi,
- Savcının bu unsura ilişkin yazılı beyan oluşturması yani iddianame hazırlaması sürecini oluşturur.
İddianame bir şikayete tabi olacak konunun, suç unsuru oluşturmaya yakın ya da müsait olması anlamına gelir. İddianame bir şüphe oluşması sonrası yazılan bir belgedir.
Mütalaa Nedir?
Mütalaa için söylenecek olan ilk tanım savcının kesin görüşüdür. Mütalaa iddianame hazırlandıktan ve konu farklı birimler tarafından araştırıldıktan sonra, savcının bu delilleri inceleyerek vermiş olduğu karardır. Savcı esas hakkındaki mütalaasını belirtirken tüm dava dosyasında ortaya çıkan delilleri ve işlenen verileri değerlendirdikten sonra mütalaasını bildirir. Savcı bu işlemi karar aşamasında yapar.
İddianame Yazılmasını Gerektiren Durumlar Nelerdir?
İddianame yazılması için ortada suç veya suç unsuru olması gerekir. Ancak her iddianameden mahkemeye sevk edilme durumu çıkmaz. Bazı davalarda ise KYOK yani Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar çıkabilir. KYOK ortada yargılama yapmak için geçerli veri yok veya yargılama yapmak için geçerli suç yok anlamına gelir. İddianame ise suçla ilgili birçok şüphe var anlamı taşır. İddianame savcı tarafından geçerli bir şüphe olması durumunda yazılır ve mahkemeye sevk olunur.
Bu aşamadan sonra yargılama süreci başlar. Mahkeme hakimi iddianamede konu edilen suç unsurunun bulunup bulunmadığını değerlendirecek ve şüpheliye bu anlamda kanunlar nezdince ceza belirleyecektir. Mahkeme hakimi bu işlemi yaparken birçok kurumla yazışma yapar, ifadeler alır, şüpheli beyanına danışır ve hatta bilirkişiden de bilgi edinir. Bütün bu toplanan verilerin tek amacı iddianamede belirtilen suçun ve suçlunun ortaya çıkarılmasıdır.
Mütalaadaki Bilgiler Kararı Etkiler
Mahkemenin yapmış olduğu araştırma ve belgelendirme işlemleri sonrasında savcı mütalaasını belirtir. Savcı davanın tensiplerini, kararlarını, ara kararlarını ve soruşturma evraklarının tamamını inceler ve daha sonra mütalaasını bildirir. Mütalaa demek kesin düşünce, kesin görüş veya kesin fikir demektir.
İddianame İle Mütalaayı Birbirinden Ayıran Nokta
Türk Hukuk sisteminde ve dünya hukuk sistemlerinde iddianame ve mütalaa arasında fark aynıdır. İddianame bir şüpheyi ifade ederken, mütalaa kesin görüşü ifade eder. Şüphe ile ortaya çıkan durumun çözümü için mütalaaya ihtiyaç duyulur. İddianame kelimesi iddia etmek tümcesinden gelir. Yani henüz ortada kesin bir şey yoktur. Yalnızca suç oluşumuna müsait olan durumlar daha yoğundur. Bu sebeple esas hakkında mahkemeye sevk olunur. Savcı mütalaası ile ise son nokta konulur. Mütalaa demek savcının konuyla ilgili olan kesin düşüncesi demektir. Mütalaa davayı beraatle bitireceği gibi ceza ile de bitirebilir ancak iddianamede ise suç kesinlik kazanmamıştır.